Yazıyor Istanbul Aşkına yazıyor!

Yakın zamanda yeni açılan www.istanbulaskina.com şimdiden takipçilerinden olumlu tepkiler almaya başladı bile. Istanbul Aşkına nasıl bir oluşumdur, henüz çok kişinin bilgisi yok fakat çok yakın bir zamanda herkes duyacak gibi görünüyor! Her güzel oluşum gibi “Istanbul Aşkına” projesinin de bir hikayesi var elbet.

Eski zamanlarda şehir fısıltıları olurmuş, haberler kulaktan kulağa gidermiş. Bizlerinde haber aldığına göre bu hikaye, sürekli önünden geçilen, adı bilinen, fakat hiç boylu boyunca yürünmemiş bir sokakta başlamış. İstanbul’a aşık ve şehrine gönülden bağlı bir grup İstanbul Aşığı arkadaşın, bildikleri fakat hiç boylu boyunca yürümedikleri bu sokakta aslında bu zamana kadar o bölgede arayıp da bulamadıkları bir mekan keşfetmeleriyle de devam etmiş. Sohbet sohbeti, lafı lafı açmış ve “Kim bilir daha ne kadar güzel yerler vardır koca İstanbul’da?” demişler.

O günden itibaren İstanbul’un güzelliklerini listelemeye ve özel hayatlarında bu güzellikleri keşfetmeye başlamış İstanbul Aşıkları, birbirinden kişilikli mekanlar bulup, güler yüzlü personeller ve bilinçli mekan sahiplerini tanımaya başlamışlar.

Yazıyor İstanbul Aşkına yazıyor!

İstanbul Aşkına editörleri ile bir sohbetimizde editörlerden biri bizlere şunu yazmıştı.

“Herkes maddi olarak bir mekan açabilmenin yükümlülüğünü kaldırabilir belki, fakat ticari boyutunun dışında olayın bir de manevi boyutu var. Mesela bu mekan insanlara ne sunacak, mekanın bir hikayesi var mı, bir sıcaklığı veya ilgi çekici bir noktası var mı? Çünkü temelinde hepimiz kendimizi rahat hissettiğimiz, mekana veya mekanda çalışan insanlarda kendimizden bir parça bulduğumuz yerlere gitmeyi tercih ediyoruz. Bir örnek vermek gerekirse Kadıköy Çarşısı’nda onlarca kahveci dükkanı veya cafe varken son zamanlarda yeni açılan ve duvarında Cemal Süreya’nın “İki çay söylemiştik orda, biri açık, keşke yalnız bunun için sevseydim seni” sözünün yazdığı bir mekan var, artık neredeyse her Kadıköy’e indiğimizde bir uğruyoruz.

Güzel bir terası, rengarenk sandalyeleri var, bir de bir abimiz var. Abimiz diyoruz ama, henüz adını öğrenemedik. Öyle güleryüzlü, öyle babacan ki sanki bizim evin terasında hoşbeş etmeye gelmişiz gibi rahatız orada. İşte tüm bunlar mekanın “ruhunu” oluşturuyor. Çok bakımlı, ultra lüks ve oldukça kaliteli servisi olan bir mekan bile, o “gülümseme”, o “ruh” olmadan insana kendini rahat hissettiremiyor malesef. Bu sebepten İstanbul’a nasıl aşkla bağlıysak, işine ve insanına bağlı olan işletmeleri de bir o kadar bulmak ve duyurmak istiyoruz. Böyle vizyon ve misyon sahibi sayılı işletmelerin olduğunu bilseler kim bilir nasıl hoşlarına gider insanların, işte biz de bunları deneyimleyip elimizin yettiği kadar ulaşabildiğimiz kişilere ulaştırmayı istiyoruz.”

Yani yaşadığı şehre, şehrinin insanına, esnafına ve işletmelerine bağlı, bir grup duyarlı arkadaşın İstanbul Aşkına projesinin çıkış noktasını böyle özetledik. İstanbul Aşkına yolun açık olsun!

Istanbul Aşkına’yı takip etmek isterseniz, aşağıdaki sosyal medya hesaplarına göz atabilirsiniz.